Bahçemizin Bulgaristan organik tohumlu pembe domatesi. Bu yılın en irisi seçildi kendisi. Hani insanın ağzında yumuşakça, narince kayan cinsten. Ne kadar kıymetli toprağın hediyeleri aslında. Ve bildikçe toprağın kıymetini, sevdikçe, organik gübrelerle (anam babam tarzı hayvan gübresi yani) besledikçe daha da artıyor verimi. Sevgiyle tohumu buluşturmak toprakla, sonra da fideleri özenle ekmek, sulamak, ilk çiçeklerini anlatmak sevdiklerine, yeni oluşan bebek domatesleri manzara izler gibi seyretmek, büyüyen kıpkırmızı güzelliği paylaşmak veya yemek daha güzel ne olabilir ki?
Bir de fidesinin kokusuna bayılırım ben. Nedendir bilmiyorum aralarında gezinmek, kokuları içime çekmek inanılmaz bir zevk veriyor. Bir de onlarla ilgilenen eşimi seyretmek çok keyifli. Benden başka bir şeye bu kadar özenle bakmasını kıskanmadıklarımdan yani. Sonra beraber toplamak, övünmek onların güzellikleriyle, paylaşmak sevdiklerimizle mükemmel.
İlginç de bir bilgi paylaşayım okuduğum bir yazıda gördüm. Eskiden domates yaprakları ince ince kıyılıp suda bekletilerek, böcekleri uzaklaştırmak için kullanılırmış. Yani tüm çözümler doğada var aslında. Unutturuldu tüm doğal yöntemler ve insanlar kimyasal zehirlere sarıldılar birer birer. Hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yaparak kırabiliriz bu çirkin zinciri . Atalık tohumlarımıza, geleneksel çözümlerimize, toprağımıza, geleceğimize sahip çıkalım. Ve çocuklarımıza farklı bir bakış açısı kazandıracak "TARIM DAHİLERİ" projeme iyi şans dileyip, dua edin lütfen.
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder