YAZ BİTTİ



İçimde bir hüzün yakınını, en sevdiğini kaybeden ve boynu bükülen biri gibi. Yaz bitti. İçimizi ısıtan bize bakan güneş biraz uzaklaştı, saklandı bir dağ ardına. Denizin iyot kokusu karışırken akşamsefası kokularına, kasımpatılar göz kırpıyor “haydi benim zamanım geliyor diye” . Ağaçlarda ayrı bir hüzün onlar da ayrılıyor en güzel yapraklarından. Geceye kadar gitmezken güneş, artık erkenden “herkes evine” nidaları atıyor. Hafif hafif esen yaz yeli yerini ufak çapta fırtınalara bırakıyor. Bir ürperti geliyor üstümüze yaz mahmurluğunu sallıyor ve kendimize getiriyor bizi. Şezlongdan kalması gereken ama gerinen bir tatilci gibiyken bir anda okula yetişmeye çalışan tıfıl öğrenciye dönüşüyoruz. Renklerin hepsini içimize ciğerlerimize çekerken yazın, artık sarı ele geçiriyor tüm civarı. Çocuk cıvıltıları duyulurken tüm sokaklarda şimdi tüm sokaklar öksüz kalıyor sanki ve huzurevinde unutulmuş bir yaşlıya dönüşüyor etraf. Duyar gibiyim birçoğunuzdan hadi ama abartma sonbahar farklı bir güzeldir haksızlık ediyorsun deyişlerinizi. Ama herkesin yıllardır kabul ettiği gibi bir hüzün mevsimidir sonbahar. Bütün yaz özgür olan çocuklar süslü hapishanelerine okullara geri dönerken, haftasonu tatilini deniz kenarında geçirip bir çalışıp bir tatil yapma modunda haftalarını geçiren çalışanlar dönüşüyor bir iş koliğe. Sahillerde bangır bangır çalan kıpır kıpır şarkıların yerini hüzünlü ve melankolik nostalji şarkıları alıyor. Hemen kendimizi sokağa atma halinden çıkıp bir dakika hırkamı alayım durumuna geçiyoruz. Akşam yemekte kızartma var mı sorularının yerini sıcak bir çorba olsa iyi olur talepleri alıyor. Ve böyle talepler bir döngü halinde yinelenirken sadece yıllar geçiyor tüm acımasızlığıyla. Ama hayat her haliyle güzel. Bu güzelliklerin en iyi yaşanacağı bir yerden bahsedeceğim size. Kemalpaşa Kamberler köyü. Sonbaharda mutlaka gidin derim. Ancak sonbaharın ikinci yarısında ekim ortalarından sonra. Etraf nasıl bir kızıllığa bürünüyor yollarınıza nasıl çınar yaprakları dökülüyor izleyin derim. Bazen sadece izlemek insanı bambaşka duygulara, mekanlara götürür. Köy kahvesinde bir adaçayı için. Köy meydanındaki taş camiyi izleyin. Yanınızda boş şişe götürüp köy meydanındaki dağ suyundan da doldurmayı unutmayın. Dudaklarınız dağlarda yaşayan suyun tadıyla bayram etsin. İçine ticaret hırsı karışmamış sudan için kana kana. Orhan velinin bahsettiği bedava su bile kalmadı artık. Her şey paralı ve ticari iken biz de onlardan fayda bekliyoruz. Fayda gerçekten bedava şeylerde köy çeşmesindeki suda, ormanlardaki böğürtlenlerde, sıcacık sarılmalarda, çıkar gütmeden uzatılan yardım ellerinde.

Sevgilerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox