Bir martıyla karga sevdalanır
mıydı hiç? Ya da sevdalandı diye biri diğerine mi dönüşmeliydi?
Sevda neden bu kadar zordu? Kim
öğretmişti yapılması veya yapılmaması gerekenleri? Allah mı koymuştu sanki;
bozulmaz mıydı yargılar bir gülümseyişle.
Elini tutmak bu kadar mı zor
olurdu? Siyahla beyaz uyum içerisinde yaşayamaz mıydı? Aslında zıtların uyumu
hep daha güzelken neden aynılaşmaya çalışırız? Aynılaştıkça neden hoşlanmayız
bundan? Hayat hep birbirinin tonu olarak mı yaşanmalıydı? Yaşamak mıydı hep
aynı yöne bakmak? Yoksa hepimiz at gözlüğüyle bakıp diğer tarafımı suçluyorduk?
Suçlamak kolaydı da peki ya suçu
kabul etmek bu kadar mı zordu? Zorluklar mı büyütecekti bizi? Hayata hazırlanma
telaşı ve sınavı mıydı yoksa olanlar? Derslerimizi aldıkça anlayacak mıydık
yanlışlarımızı? Egon mu istiyor katı ve tavizsiz olmanı? Dönüp dönüp kendimizi
aynı noktada bulmak veya kaybetmek neden? Nedenler ve sonuçlardan bağımsız
hoşgörü ve sevgi mümkün mü? Sevmek çözer mi tüm düğümleri? Cesaretin var mı
sorulara dürüstçe cevap vermeye?
Sevgilerimle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder