NAİM FİLMİ


Bu akşam izlediğim sadece bir film değildi. Çocukluğum, 7 yaşında Türkiye'ye savrulduğumuz göç, yaşadıklarımız ve hala yaşamaya devam ettiklerimin bir analizi, film şeridiydi sanki. Hani hayat bazen film şeridi gibi geçer ya gözünün önünden bugün bana böyle oldu. Hayal meyal  hatırladığım köyden uğurlanışımız geldi gözümün önüne. Ağlaşmalar, sarılmalar, bilinmeze gidişinin, kurtulma umudunun görüntüsü geldi gözümün önüne.

Herkes mutsuz gibiydi, herkes biliyordu bizi bekleyenleri ama ben çocuktum daha; annemle babamla sanki gezmeye çıkıyor gibi hissediyordum kendimi. Bağrışmalar çınlıyor kulaklarımda sanki, hiç anlaşılmasa da söylenen bir telaş kaplamış havayı. Yolculuğumuz kaf dağına gidiş gibi belirsiz ama masalsı. Hayal dünyamda sanki. Sonra elimde su dolu cam şişeyi düşünüyorum. Ağırlığı geliyor sanki omuzlarıma yok öyle bilinen yükler gibi değil bu. Kendi küçük görünse de hüznü de yüklenmiş sanki üstüne.

Ve bir kez daha minnet duydum bizi buraya getirmek için hayatını hiçe sayan Herkül' e. İnancının, yüreğinin, umudunun,tüm zulüm gören Bulgaristan Türklerinin gücüydü o ağırlığı kaldıran. Bilimle, fizikle anlatamazsın ve anlayamazsın bu mucizeyi. Filmde denilen gibi gölgede olanın gölgesi olmaz, güneşte duranın gölgesi olur. Ve hepimize ışık, kol kanat olmuştu kendisi küçük yüreği büyük adam.

Mutlaka izleyin ve izletin. En çok çocuklarımız, geleceğimiz izlesin. Başarı için erdemli, ahlaklı, çalışkan olunması gerektiğini idrak etsinler. Amerika' nın yarattığı suni kahramanları izlemektense kendi kahramanlarımıza sahip çıkalım, isimlerini, yüreklerini duyuralım dünyaya. 

Bu akşam filmi izlerken kahraman annesi olmanın da nasıl zor olduğunu anladım. Ben biricik çocuğumu 10 yaşında gönderir miydim uzaklara diye düşündüm. Yok yapamazdım sanırım. Yani emek, fedakarlık çok büyüktü. Bir de bu akşam hep annemlerden duyduğum Belene kampını, zulmün detaylarını, yapılanları da gördüm.

Hangimiz elimizin tersiyle o kadar para teklifini reddederdik?
Peki ya hangimiz o kadar hastayken hedefimizden şaşmamak, başkalarına da fayda sağlamak için bu riske atılırdık?
Ya biz doğru bildiğimiz şeyler için, zulüm görenler için nasıl sesimizi çıkarıyorduk şuan?
Hayat amacımız neydi, insanlara nasıl faydalı olabilirdik hiç düşündük mü?
Peki ya bize Bulgarsınız yani diyenler kendilerini ve yanlışlarını sorgulayacak mı bu film ile birlikte?
Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız göçmenliğin verdiği eziklik duygusunu atabilecek miydik peki?
Hayatı da filmi de bir ders olan Naim namı diğer Cep Herkülü nasıl bir farkındalık yaratacaktı hayatlarımızda?

Haydi sorun sorularınızı ve verin cevaplarınızı dürüstçe. Ve sonra kalkın ayağa hepimizin birbirimiz için, birbirimiz için yapabilecekleri var.

Haydi kalkalım ayağa ve yürüyelim el ele aydınlık geleceğe.

Sevgilerimle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox