Öğretme tarzlarını, sınav
sorularını sorgulamaya kim cesaret edebilir? Üniversiteye diploma için değil
öğrenme ve bilim aşkıyla kim gidebilir? Ve tüm bunlar olurken arkadaşlarının
hayatına nasıl dokunursun? Herkes seninle takılmaları hayatlarını mahvedecek
yorumlarında bulunurken arkadaşlarının hayatlarında nasıl harikalar
yaratabilirsin? İşi tutkuyla yapmak lüks müdür? Yoksa olması gereken midir? Basit
bir ilkokul öğretmeni diye nitelendirilen birisi aslında aranan bir bilim adamı
olabilir mi?
Çocuklara bir şeyler öğretme, sorgulama, düşünme, kendini
ifade edebilme meziyetlerini ne zaman verebileceğiz? Güldürürken düşündüren,
düşündürürken yol açtıran bir film. Çocuklarınız da izlesin. Çocuklarına kendi
istedikleri hayatları empoze etmeye çalışan ebeveynler ise ders olarak
görmeliler.
Tutku duyduğunuz işi yapın ve çocuklarınızın da yapmasına ön
ayak olun. Hayat bir hediye ve herkes bu hediyeyi nasıl kullanacağı konusunda
özgür olmalı, desteklenmeli.
“Aslında herkes bir dahidir… Ama
siz kalkıp bir balığı ağaca çıkma yeteneğine göre yargılarsanız, balık tüm
ömrünü bir aptal olduğuna inanarak geçirecektir.” A. Einstein
Bu sözün bir filmi olsa ve izlesem
diyorsanız işte bu film tam sizin için.
İyi seyirler
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder