YAĞMUR







Bir anda gök gürlemeye başlar; çok büyük bir yağmur gelecektir. Belki de fırtına kopacaktır. Gök kubbe yarılmıştır. Yer yerinden oynayacaktır. Sel olacaktır. Islanacağım, yorulacağım; belki de koşmak zorunda kalacağız diye yağmurdan saklanmaya çalışırız. Ama bu yağmur bize iyi gelecektir; belki ruhumuzu, zihnimizi yıkayacak, bizi tertemiz yapacaktır. Gene de korkarız değil mi? Islanmaktan, yanlış bir şey yapmaktan, doğru yapamamaktan, rezil olmaktan, fakirlikten, şişmanlıktan, hastalıktan bir sürü şeyden korkarız. Korkmayalım belki de bu gök gürültüsü ile gelen büyük yağmur içimizdeki tüm korkuları sıyırıp alacaktır. Belki de bu yağmur bize gökkuşağı getirecektir. Neden bu umutları beslemiyoruz? Yapabiliriz  artık her gök gürültüsünde şemsiyen var mı, ıslanır mıyım, insanlara rezil olur muyum acaba sıçana döner miyim diye, düşünmemeyi öğrenmeliyiz. Her yağmur belki de bizi yıkamak için bizi arındırmak için geliyordur böyle bakalım biraz da.





O zaman bu yağmurlu günde de bunun tadını çıkaralım arındırsın bütün kötülükleri, arındırsın bütün korkularımızı, arındırsın bütün umutsuzluklarımızı ve ardından da bize rengarenk gökkuşağını getirsin. Sarıları, yeşilleri, pembeleri, morları, mavileri ile bir aydınlanma getirsin. Hayatımıza renk getirsin, umut getirsin, can getirsin ve bu yağmur bizim sulanmamızı, büyümemizi, gelişmemizi, korkularımızdan arınmamızı sağlasın.

Bu son arınma korkuları, hayal kırıklıklarını, güvensizlikleri bırakalım ve gitsin dipsiz kuyulara. Biz yerlerine umut filizlendirelim sevgi ve cesaret içeren.

Sevgiler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox