Mevsim geçiyor. Yaz mevsimini,
neşesini, sıcaklığını içinize çekmek için geri sayım başladı. Ağustos böcekleri
ses tonunu yükseltti. Çığlıklar arttı sondan geri saymaya başladılar.
Leyleklerde göç hazırlıkları,
telaşları var. Kırlarda yürürken kurumuş otların çıtırtıları arttı. Akşam
esintileri bizi hırka arar pozisyona getiriyor. Yaz sebzeleri daha az ürün
vermeye başladı. Domateslerde yeşillerin sayısı kırmızıları geçti. Kış
hazırlıkları için konserveler, salçalar yapılmaya başlandı. Sonbaharın hüzün
rengi ufukta göründü. İçimize de bir yaprak dökümü buhranı çöktü. Güneşin
batışında denize girme seanslarının yerini daha erken saatteki girişler aldı.
Güneşe bir esinti eşlik etmeye
başladı. Klimalar kapanıp, camlardan gelen esintilerle uykular tercih edilir
oldu. Ağaçların yaprakları esintilerle hareketlendi.
Denizin suyu ise yazın tüm
sıcağıyla; taze demlenmiş bir çay gibi davetkar hala. Akın akın doğayı
kalabalıkları ile talan edenlerin yerini, yaz kış keyif yapanların aldığı
dönemler başlıyor. Evli evine köylü köyüne dönüyor. Deniz başlıyor derin bir
temizliğe; geride kalan plastikler, şişeler, çocuk bezleri, ıslak mendiller….Ara
ara arkanıza mutlaka bakın bıraktığınız izde yaşayacaksınız belki doğada kalan
bir plastik şişe ile 400 yıl kötü bir iz ile varolacaksınız. Oysa siz meyva
çekirdekleri ekin büyüsünler ve yıllarca doğada güzelliklerle anılın.
Çocuklarınıza öğretin eserinizdeki duyarlılıkla takdir görün. Yani yaz biterken
doğada, geride neler bıraktığınıza da mutlaka bakın derim. Doğa iyiyi de kötüyü
de unutmaz, ya kusar ya altın tepside meyva sunar. Tercih sizin. Ufkumuz da
izimiz de hep güzelliklerle dolu olsun.
Sevgiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder