Aylar oldu yazmayalı.
Yazacak bir şey bulmamak değil de aslında beni oyalayan kelimeler ağzımdan çıkmıyor ama zihnimi ele geçirmiş döndükçe dönüyordu.
Pandemi, orman yangınları bir sürü şey ağzımdan kelimelerin çıkmasına engel oluyor sanki beni bağlayıp büyülüyordu.
Bugün karar verdim dedim ki artık yazacağım. İçimde, beynimde, ruhumda, kalbimde büyüyen şeyleri kaleme dökeceğim. Çünkü yazı yazmak gerçekten insanlar için bir terapi benim için öyle en azından ve yazmaya başladım.
Yazdıkça daha da çok şey akmaya başladı çünkü aylardır birikenler artık birbirini ezercesine içimden çıkmak için can atıyorlardı. Yani buradan ne anladım? Ne kadar engel olursan ol içinde birikenler bir gün gelir ve sel gibi önüne gelen her şeyi alıp varması gereken yere ulaşır.
Ulaştığında artık senin değil ulaştığı tüm kitlelerindir bu yazdıkların. Siz kitleler dediğime bakmayın kitle bazen tek bir kişi bile olur. Belki sen şu anda bu yazıyı okuyan senin için yazdım bunları. Yüreği bir kardeşe hasret olan senin için içimden döküldü kelimeler. Bazen yazı yazmamak için bahaneler buluruz. İşim, yapacak çok şey var; çocuğun sınavları var ona yardımcı olmam gerekiyor; eşim. O, bu bir sürü şey ama bazen gün gelir ve hiçbir şey bir bahane fayda etmez. Reverans yapar kalbinden akanların önünde her şey. Siz de edebi özelliği hiç olmasa da içinizden akanları yazın Bakın size ne kadar iyi gelecek baktınız hoşunuza gitmedi mi yazdıklarınız içinizdeki o kötü ruh durumunu mu yansıtmışsınız? Bir güzel buruşturun olmadı biraz da parça pinçik edin ve atın çöpe İçinizde biriken tüm olumsuzlukları da bununla attığınızı hayal ederek.
Ne dersiniz sanki denemeye değer gibi. Bedava nasılsa kendi başınıza olduğunda deneyin görün baktınız işe yaramadı. Saçma deyip atın gereksiz bilgiler çöplüğüne.
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder