AYININ BAL ZİYAFETİ

Küçük ayı çok acıkmıştı. Ormanda keyifle ama guruldayan karnı ile yürürken bir armut ağacı gördü. Dallarında hiç armut yoktu ne yazık ki. Bir umutla tüm dallarını gözden geçirdi. Sonunda dalın en ucunda güzel mi güzel sapsarı bir armut gördü. Nasıl heyecanlandı ve ağzı sulandı. Hemen ağaca tırmanmaya başladı. Tırmandı tırmandı dalın ucuna doğru ilerledi. Ancak dal çıtırdamaya başladı. Ağzı o kadar sulandı, midesi avına kitlenen avcı gibi guruldadı. Artık durması söz konusu olamazdı. Uzandı çatırtı daha da arttı. Ve uzandı son bir hamle ile armuda ve uzanması ile kendini yere düşer buldu. Yere sert bir çarpma bekleyerek gözünü kapattı. O kadar da sert bir zemine düşmemişti. Hafifçe doğruldu, bu ağaç yeni budanmıştı ve budanan dal ve yapraklar altına bir yatak gibi serilmişti. Eğer onlar olmasa kesin bir yeri kırılırdı. Ah armuda da o kadar yaklaşmıştım derken bir baktı. Sapsarı, mükemmel armut hemen yanında duruyor düşerken onu da bırakmamıştı. Hemen midesine indirdi enfes armudu. Sapını ve çekirdeklerini bile çıkaramamıştı. Çünkü çok lezzetliydi; yağ gibi kaydı ağzında.
Ertesi gün öğleden sonra oldu ama hala ağzına bir şey atamamıştı. Karnı zil çalıyordu. Etrafta bakınırken bir anda bir top gibi bir şey gördü. Bu bir Kara kovandı. Ama arılar besinlerini hiç de kolay paylaşmazlardı. Yapacak bir şey yoktu yine de şansını denemeliydi. Bir plan yapmalıydı. Gözetlemek için uygun bir yerde durdu. Arılar ard arda çıkıyorlardı. Saydı 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 hepsi çıktı her halde diye düşündü. Pençesini uzattı kovanın içine. Sokması ile 10larca arı çıktı kovandan ve etrafını sardılar küçük ayının. Kendisi kovana döndü. Koştukça koşuyor ama kurtulamıyordu. Biranda bir dere gördü ve sonunu düşünmeden attı kendini suya. Evet bu bir kurtuluş olmuştu onun için tüm arılar dağıldı ve derin bir oh çekti küçük ayı. Sudan çıktı. Tekrar gitti aynı yere ama hemen yaklaşmayıp biraz gözlem yaptı. Ağacın altına düşmüş bir parça petek gördü. Etrafta ise hiç arı görünmüyordu. Parmak uçlarında yürüyerek bal peteğinin yanına gitti. Bal hafifçe akmış ve daha da iştah artırır olmuştu. Pençesini uzattı ve mis gibi peteği midesine indirdi. Sonunda o günde doymuştu. Ama bu yemek macerası her gün yeniden başlıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox