DİLEK FENERİ



Evlilik yıl dönümüz için süprizler hazırlamıştım. Ömer Holiday (Kuşadası) Balayı süitinden yer ayırtmıştım. Kemeraltı’ nda o sıcakta kalp şeklinde dilek feneri aramıştım. Sonunda bulmuştum. Amacım fenerimizi uçurup, mutlu aşkımızı dilek fenerine onaylatmaktı. Yani benimkisi masum bir istekti. Masumdu da bize unutulmaz dakikalar yaşatıp, anılarımızın baş köşesinde yer alacağını hiç düşünmemiştik. Akşam olup herkes odalarına dağılınca biz de feneri yakalım dedik. Dedik ama eşim de bir yandan hava çok rüzgarlı yakmasak mı diyor. Israr ettim, dönmek yok dedim. Ömer Holiday doğacı mimarisi ile çok beğendiğimiz bir otel. Ağaçları kesmemek için balkonların içerisinden falan geçirmişler, bayılıyoruz yani. Denizde yüzerken sanki otel yok sadece orman var görüntü aynen öyle. Neyse biz aldık feneri indik sahile. Eşim yaktı feneri kaldırıyor eliyle hop aşağıya iniyor. Yine kaldırıyor yine ısrar ediyoruz sizin anlayacağınız. Tam yükseldi derken, gitti gitti palmiyeye takıldı. Benim yüzüm kireç gibi oldu. Dondum kaldım sadece dua ediyorum. Eşim de şok. Biz sahildeyiz. Bizi görmediler otel görevlileri geldi. Küfür ediyorlar kim yakmış bunu itfaiyeyi arayın diye. Ama bende ne dualar hatim ettim nerdeyse. Sadece dua edebiliyorum elim ayağım kesildi. Derken dualar işe yaradı dilek feneri gökyüzüne doğru havalandı. Bir dilek fenerinin yükselmesi beni ancak bu kadar mutlu edebilirdi. Ve aynı zamanda bir dilek feneri bu sürprizden beni bu kadar uzaklaştırabilirdi. Bir daha deniz feneri görmek istemedim o derece yani siz düşünün gerisini.

Sevgilerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox