Ilık rüzgârlar soğuğa dönmeye başladı. Akşamları esen rüzgar
yanında hırkası olmayan sevdiğinize sarılmak için bahaneler buluyor size.
Güzel
şeyler yaparken neden hep bir bahane ararız?
Sarılmak, hediye almak, güzel söz söylemek için özel günleri
bekleriz. Aslında hayat özel
günleri beklerken geçip giden zamandır. Kitleriz
kendimizi 1 ay sonraki doğum günümüze. Oysa aynada bir tebessüm etmeyiz; ömürlük
yoldaşımıza. Küçüklüğümüz sevinç çığlıklarıyla oynayalım derken aaa büyüdün
artık el alem ne der diyoruz.
El alem denen
bilinmeyen bir cisim zapt etti hayatlarımızı.
Salonlarımızı ele geçiren o,
sevdiğimizin elinden elimizi çekmemize neden olan o,
çocuğumuz oyun oynayalım diye yalvarırken dur şurayı da
temizleyelim diyen o,
bu elbisenin altına olmuş mu bu ayakkabı deyip masraf
yaptıran o.
Komşunun kızı Ankara’yı bilmem ne mühendisliğini kazanmış
dedirtip çocuğumuzun kalbine kezzap attıran o.
Ne zaman bir sevgi ve umut filizlense biniyor üstüne el
alem. Organize bir çete bunlar ve doymak nedir bilmiyorlar hep itaatkar,
sorgulamayan koyun askerler buluyorlar kendilerine. Biraz diklenmeye kalktın mı
bu çok bilmiş, ukala, saygısız, başının dikine giden günahkar diyorlar.
Yaradanın koyduğu kuralları kafasına göre yorumlayıp, saçma sapan yeni hurafeler
uydurup bunlara uymayanlara günahkar diyorlar. Ve biz küçüklüğünden beri itaat etmesi
öğretilen zavallılar; bir adım geri adım atmak zorunda kalıyoruz. O adımların
da sonu hiç gelmiyor. Bir gün bakmışsın sana çizilen küçük alanda harikalar
yaratmaya çalışıyorsun.
Uyan
ve aç gözünü sonsuz olasılıklar var etrafında. Cesur ol kaldır kafanı ufuk
rengarenk umut vadediyor. İyilerin
devrim yapma zamanı geldi. Verilen masum kurbanların hatırına silkelenmenin ve
taşın altına elini koymanın zamanı tam da şu an. Tatlı tatlı anlat bu hayatın
senin olduğunu ve bir şansın daha olmadığını. Sustur çevreni sana verilen bu
beden ve güçlü ruhun ile yeniden inşa et dünyanı.
-Tüketim çılgınlığına dur de. Bunların amacı
sadece seni oyalayıp asıl olan görevlerine odaklanmanı önlemek.
-Çocukların ellerinden tut. Çocuk okut, giydir.
Hiç olmazsa çevrendekilerin hayatlarına dokunup iyiliği, güzelliği, topluma
faydalı olma erdemini anlat.
-Doğaya sahip çık. Her ay ağaç dik mesela 10 tl
seni batırmaz. Olmadı yapamıyor musun? Meyve çekirdeklerini biriktir ve ormana
veya herhangi bir toprak parçasına ek.
-İnsanlara tebessüm et. İster bunu hadislerde
yer aldığı, ister kadim öğretilerden beri önemsendiği, istersen de sağlık
açısından kıymetli olduğu için yap. Gülümsemek arayı düzeltir, güveni
pekiştirir, sağlığınızı korur ve sizi hiçbir kozmetiğin yapamayacağı kadar
güzel yapar.
-Seni seviyorum cümlesini
sevdiklerinize bol bol söyleyin. En içinden çıkılmaz kavgada evet yanlış yaptım
ama seni seviyorum affet deyin.
Ya da en haklı olduğunuz anda evet yanlış yaptın, hatalısın
ama bunlara rağmen seni seviyorum deyin. Bakın ilişkileriniz nasıl değişecek.
En önemlisi kendinize, anne babanıza bunu en son ne zaman söylediniz? Ağzınıza gelen
tüm kötü sözleri bir çırpıda tartmadan söylerken bu cümleyi söylemek neden bu
kadar zor? SENİ SEVİYORUM. Her gün en az 3
sevdiğinize söyleyin.
Sizi seviyorum.
Umutla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder