Bir Çam Ağacı Heybesinden Saçılanlar

Bir Çam ağacına baktım uzun uzun. Dimdik kocaman gövdesi, dalları, rüzgarda hışırdayan iğne yaprakları nasıl bu kadar güçlü, dirençli ve azimliydi? Hep bu böyle güçlü müydü yoksa o da İncecik bir fidandı savruldu savruldu ve sonunda  metrelerce yükseğe mi uzandı?

Bizim için de böyle miydi? Biz de savrulup savrulup sonrasında mı yükselecektik bu göklere? Yıllar sonra mı hiç aldırmayacaktık çevremizdeki şartlara, karlara, kışlara, rüzgarlara, fırtınalara, kavuran sıcağına? Yoksa biz hiç mi öğrenemeyecektik böyle olmayı, biz hiç mi güçlü olmayacaktık?  Güçlü olmak yerine küçücük bir laftan, küçücük bir sözden daran peran olup kalbimiz, vücudumuz, ruhumuz yara bere içinde mi kalacaktı?

Ne zaman cesur olacak, ne zaman değerli hissedecek, ne zaman onun bunun söylediklerini, prensiplerini takmayı bırakıp sadece kendimize sadece içimizdeki o küçük sana, bana ne zaman bakacaktık? Ne zaman onu görecektik? Daha ne kadar yara alması gerekiyordu, daha ne kadar üzülmesine, ne kadar hırpalanmasına gerek vardı? Daha ne kadar izin verecektik bunlara ne zaman dur diyecektik olanlara, ne zaman aldırmadan güçlü bir çam ağacı gibi gökyüzüne doğru uzanıp ne zaman gücümüzün ve değerlerimizin farkına varacağız?  


Hadi biraz da Bunu deneyimlemeye başlayalım artık biraz da böyle güçlü olmayı, böyle değerli hissetmeyi, böyle cesur olmayı hissedelim.  Yorulduk, soluklanalım ve dinlenelim bir çam ağacının altında. Heybemizdeki cam kırıklarını, hüzünleri, tuz basılan yaraları serelim önümüze, takkemizi de çıkaralım ve dürüst olalım kendimize. Kim bilir belki çam ağacı acır bize sarar yaralarımızı ve fısıldar kulağımıza olması gereken farkındalıkları.

Yardım istemekten, evet yaralarım var ama onları şefkatle sarmaya niyetliyim demekten neden kaçıyoruz? Yüzleşin yaralarınızla, sarın onları ve sarılın içinizdeki çocuğa. Ona en güzel derman sizin kendi destek ve merhametiniz. Bunları hiç unutmayın yolculuğunuzda. Heybenize de sadece yaralarınızı koymaktan vazgeçin. Tatlı bir busenin anısını, üzerinizi örten annenizin şefkatini, babanızın heyecanını, gururunu, çocuğunuzun ilk adım atışını, ılık rüzgarı hissedişinizi koyun. Hadi hepimiz heybelerimize biraz daha mutluluk ve umut ekleyelim.

 

Sevgiler…






 

1 yorum:

Adbox