
Sert ve kocaman dağların
arasından nazlı nazlı bir güneş doğuyor ve güneş bize bugünün mucizesini
sunuyor. Umut, ışık var, aydınlatacağım, size güzellikleri göstereceğim diye
vaat ediyor her sabah, bıkmadan usanmadan. Biz de ona bakalım ve ne kadar
mucizelerle dolu bir hayatımız olduğunu anlayalım. Güneş belki birazcık yakın
olsa bizi yakabilir kavurabilir birazcık uzak olsa soğuktan öldürebilir. Ama o
tam olması gerektiği yerde. Siz de tam olmanız gerektiği yerde olun. Ne
gereğinden fazla ısıtın, kavurun ne de gereğinden fazla soğutun. O zaman
da dondurur öldürürsünüz Hayat bir denge çünkü. Bir günü mucizeye ya da
inanılmaz, unutulmayacak bir ana dönüştürecek olan potansiyel sizde var bugün.
Hiç tanımadığınız bir kız çocuğunun başını okşayın, gözlerinize baksın bu sevgi
nereden geliyor diye merak etsin ve sonra ona çocukluğunuzda en sevdiğiniz
kırmızı pabuçlardan alın. Belki o Pabucu ona verdiğinizde gözlerinde gördüğümüz
mutluluk Sizin bir dolap dolusu ayakkabınızdan daha fazla mutlu edecek sizi.
Hayat paylaştıkça güzel ve
paylaştıkça çok daha güzelliklerini görüyorsunuz. O
kadar cömert ki siz paylaştıkça sizin paylaştıklarınızın kat ve kat
fazlasının güzelliklerini size altın tepside sunuyor. O zaman hadi
paylaşalım bir kere de bunu deneyelim paylaşımcı, yardımsever olmayı birinin
gözüne baktığında o bize söyle yemese de yardıma ihtiyacı olduğunu anlayalım. Bir yetimin başını okşayalım, bir öksüzün
gözlerinin içine bakıp ben buradayım neye ihtiyacın olursa yanı başındayım
deyin. Bu kadar kolay belki de hayatın şifresidir.
Yaşam yolunuzda ya kurban rolünü oynamayı seçeceksiniz, ya da
şükür rolünü tercih sizin. Kurban rolünü
oynarsanız hayatı hep olumsuz görürsünüz ama şükür rolünü oynarsanız her
olumsuzluğun içinde içinizi ısıtacak bir umut olduğunu farkedeceksiniz. Gözünüzün
gördüğünü, burnunuzun koku aldığını, kulağınızın duyduğunu, ver ayaklarınızın sizi
istediğiniz birçok yere götürdüğünü göreceksiniz. Ve bu gördüklerinizi fark
ettiğinizde yazıp atabileceğiniz bir şükür kavanozu yapın kendinize bakın
günler sonra şükür kavanozun ne kadar da çabuk dolmaya başlayacak. Çünkü odağınızı oraya yönlendirdiğimizde
şükredecek, iyilik, güzellik göreceksiniz. Neyi görmek isterseniz onu
görüyorsunuz. Bardağın dolu tarafı mı boş tarafı mı? İkisinde de aslında
değişik bir şey yok. İkisinde de sizin
hayatınız ama zannedersem olumlu görürseniz daha mutlu olursunuz. Hep beraber deneyip göreceğiz. Bugüne kadar ben hep olumlu olmayı seçtim
birçok defa çevremden polyannacılık oynuyorsun diyenler oldu ama onlar kurban
rolünü oynarken neler yaptıklarını hiç fark etmediler. Varsın olsun ben bunca yıl hiç
polyannacılığın zararını görmedim. Belki
bazen çok üzüldüm, ağladım, öfkelendim ama tam öfkelendiğim, ağladığım,
hırçınlaştığım ve olumsuzluğa düştüğüm anda beni kurtaracak bir şükür sebebi
buldum. Ve onunla tekrar ayağa kalktım ve inadına gülümsedim. Siz de her gün,
her dakika kendinize güzel bir şey bulun ve hayata her zaman gülümseyin çünkü
hayat bir gün o da bugün.
Sevgiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder