Hayatta sıkıştığınızı hissettiğiniz anlarda etrafta neler
var?
Kapı kilitli etrafa saçılmış
rengarenk anahtarlar var. Her anahtar ayrı bir çözüm gibi görünüyor. Tam buldum
deyip sarıldığın anahtarla umutlanıp tekrar deniyorsun kapıyı açmayı. Yok yine
olmuyor dönmüyor seni istediğin hayata götürecek anahtar. Hayal kırıklığı ile
çöküp kalıyorsun koltuğa tam oturmanla bir diğeri dikkatini çekiyor ve can
havliyle tekrar fırlıyorsun ayağa. Ha gayret işte bu doğru anahtar sonunda
oldu. Emeklerin karşılıksız kalmadı diyorsun. Yine gelmiyor o klik sesi ve
açılmıyor kapı. Sonra bir ara duruyorsun ve uzun zamandır umut ve hayal
kırıklığı arasında volta atan hayatını görüyorsun.
Yönlendirmeler, kahraman
beklemeler, çilingirlere seslenmeler hiç karşılık vermiyor. Anlıyorsun ki artık
hayatının sorumluluğunu almalısın. Kahraman, hırsız, hayalperest, yönetici,
hizmetçi, çaycı hepsi senin içinde bir diğerinin yapacaklarını beklemek için
çok kısa hayat ve bunu fark ettiğinde kabustan uyanır gibi bir oh çekiyorsun.
Öylece salıyorsun koltuğa kendini. Etraf dağınık, etraf sisli. Tüm anahtarlara
göz gezdiriyorsun. Akıttığın göz yaşlarını, hayallerini, geçen zamanı
düşünüyorsun ve pes ediyorsun olmayacak burada geçecek hayatım diyorsun.
Sessizce kafanı yere eğiyorsun.
Elinde sıkıca tuttuğun ve seninle bir olmuş bir anahtar farkediyorsun. Yavaş ve
sakince kapıya yönelip anahtarı sokuyorsun. Ve bingo aradığın anahtar aslında
avuçlarındaymış. Bir şeyler gerçekleşmiyorsa oturun, şapkanızı önünüze koyun.
Tüm gereken anahtar sizde hadi siz de farkedin elinizdeki anahtarları…
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder