Dün akşam yuvamıza küçük bir fil geldi.
Hortumuna doldurmuş yaşanmışlıkları, dostlukları, umutları. Bir anda püskürttü
öyle güzeldi ki gecenin bu saatinde biraz ağır oldu bile diyemedim. Ahmet Şerif
İzgören aldığım eğitimlerden ve kitaplarından anladığım kadarıyla kapitalist
düzenden önce doğmuş gibi. Varsa yoksa ülkenin karanlık yeri kalmasın elimizden
geldiğince ışığı sızdıralım telaşında. O
kadar bezdiğimiz, hayal kırıklığı yaşadığımız günlerdeyiz ki umuda sarılmak
istiyor insan. Tabi böyle zamanlarda umut tacirleri de artıyor. Söylenenleri
şöyle portalından geçirip, ruhuna bir sormalı insan bence oradan doğru cevap
gelir.
Bir başka konu da hep
başkalarından beklemeyi bırakıp ben ne yaparım bu topraklar, bu Dünya için diye
sormalıyız kendimize. Ve aldığımız bu kararla hemen aksiyon almalıyız. Öyle
bekleyecek zamanlarda değiliz. Toprak kesilen ağaçlarla kan kaybetmiş, sadece
yapılan soru netleri konuşulan eğitim çırpınıyor adeta, ülkemin dürüst
insanlarının vergi vermekten beli bükülmüş. Bu kadar sorunlar olurken atlas
yorganlarda keyif yapma zamanları değil. Konfor alanımızdan çıkıp elimizden
geleni yapmalıyız. Çocuklarımıza, atalarımıza borçluyuz bunu. Tüm bu duyguları
aşılıyor ve hatırlatıyor bu güzel kitap. Okuyalım ve hediyelerimde kitaplara da
yer verelim.
Umut ve ışıkla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder