ÇANAKKALE DESTANI



"Vefat etmiş askerler vardı; 14, 15, 16 yaşlarında asker çocuklar. Tanrı sizi inandırsın ki gülüyorlardı! İlk defa o gün, kaybedeceğimizi hissettik."
(Bir İngiliz subayın not defterinden)


Büyüklerinden atalarından bunu görmüşlerdi. Vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmazdı. O zaman ne olursa olsun ilk şart sağlanmalıydı. Ölecekler yerine yenileri gelecek yine savaşacaklardı. Gidenin gözü arkada değildi. Cepheye gelenin de içi gurur doluydu. Bu ülkede bağımsız yaşamak için şarttı. Kimse yapılacakları, fedakarlıkları, Dünyaya doyamadan göçüp gideceklerini sorgulamıyordu. Askerden nasıl kaçacaklarını değil yaşını nasıl büyütüp bu ölüm kalım savaşına destek vereceklerini düşünüyorlardı.


Bugün lükslerimizden vazgeçip, konfor alanımızdan çıkıp ülkemiz için çalışmayı, vatandaşlık sorumluluklarımızı yerine getirmeyi bile çok zor addediyoruz. Oysa konforlu yaşamlarımızı, özgür hallerimizi, bağıra bağıra konuştuğumuz ana dilimizi bugün çocuk dediğimiz yaştaki şehitlerimize borçluyuz.


Çocuğumuz biraz üşüdüğünde kıyamıyor montun üstüne atkı, bere de takıp ısıtmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız yataklarını toplamaktan, saygı duruşunda minnetle İstiklal Marşı okumaktan yoruluyor, kaytarmaya çalışıyor. Anma Törenleri uzadığında isyan ediyor çocuklarımızın başına güneş geçmesinden veya üşümesinden yakınıyoruz. Peki o şehit olan atalarımız üşümedi mi? Terlemedi mi? Tabi ki hepsini yaşadı ama yapılacak iş zor hatta bir çoklarına göre imkansızdı. Pes mi edelim dediler? Hayır akınlarla “Ben size ölmeyi emrediyorum” çağrısına riayet ettiler.


“Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.” (I. Dünya Savaşı - Çanakkale Cephesi - 25 Nisan 1915)

 

Komutan istikrarlı, gururlu, azimli; askerler yılmaz, çevik, inançlı olunca sonunda sadece zafer değil destan oldu. Şükürler olsun destanlarımızı yazanlara, selam olsun bu bayrağı alıp medeniyetle ötelere gücümüzü, çalışkanlığımızı, zekamızı, ahlakımızı gösterenlere.

 

Atatürk’ ümüz ve tüm şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Ve hepinizi 1 dakika bile olsa onları düşünmeye, empati yapmaya davet ediyorum. Evet sen yazıyı okuyan arkadaşım bir gün okuyup, sadece o gün etkilenme. Yapabileceklerin için her gün yataktan inançla, enerjiyle, azimle kalk ve atalarına yaraşır bir nesil ol ve bir nesil yetiştir. Hepimizin yapabilecekleri var ve biz sensiz bir eksiğiz.

 

Gurur ve minnetle...


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox