Kula' da ara sokaklarda dolaşmak tarih sahnesinde gezinmek gibi. Bakırcılar, kalaycılar, büyük marketlere göre masum esnaf dükkanları...
Kula'nın meşhur tahin helvasını da almayı unutmayın. Bizler, tüketiciler bilinçli oldukça küçük, samimi, dürüst esnaf kendini koruyabilecek ve var olacak. Onların var olması, Anadolu' nun renklerinin parıldaması demek.
Sokakların darlığı, günümüz soğuk binalarının yanındaki rengarenk, yaşayan binalar, her köşe başında yılların yaşanmışlığı...
Sokak aralarındaki tezgahlardan yöresel ürünler alın. Özellikle ev ekmeği ve geleneksel buğdayla yapılan eriştelerinden bol bol depolayın.
Zeytinli Konağa gidin ve gezin. Tarihi fotoğrafların yer aldığı albümlerini inceleyin. Eski objeleri, yaşam şeklini seyredin ve dalın tarihin derinliklerine.
Zeytinli köşkte bol bol fotoğraf çekilin. Bizim gibi zamanının çok yoksa bazlama tost yiyin.
Zeytinli köşkte Kula' ya özgü cilveli kahveyi için, tabi önce üzerindeki bademleri ve yanındaki lokumları yiyin.
Tarihi camları, sobaları, oturma minderleri ile müze gibi gezebilirsiniz.
Kula sadece yol kenarındaki "Kula ekmeği" ve Kula leblebisinden ibaret değil ona gereken önemi verin ve yolunuzun üzerindeyse sapmanız yeterli bu güzelliği görmek için.
Geleneksel ürünlerine destek olun. Yöre insanının evinde butik üretimle yaptığı ekmeğe, erişteye destek olun. Anadolu'muzun tohumu da, buğdayı da güzelim yemekleri de gelecek nesillere aktarılsın. Destek olalım, kol kanat gerelim ve cebimizdeki para ile kime, neye destek olduğumuza dikkat edelim.
Yavaş yavaş unuttuğumuz güzelliklerimize sahip çıkalım. Bizler bilinçlendikçe talep arttıkça böyle emekçilerin ve kültür elçilerinin de sayıları artacak.
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder