insanı insan yapan nedir? Hepimizin aklına gelen genelgeçer özellikler mi yoksa olduğumuz güzellikler mi ya da özellikleriniz mi hayatı ve insanı güzel yapan?
Her insanı özel yapan taşıdığı özelliklerin dışında göğsünün içinde duran kalp denilen yaşamsal organın içindeki ruhtur bence.
Bizi biz yapan ve insan yapan biraz kendimden de bahsetmek isterim size. Küçük bir çocukken de üzülürdüm ağlayan bir çocuk gördüğümde neden ağlıyor acaba diye düşünür ve kendimce cevaplar bulurdum. Aslında her cevap Kendi sorularımı sordurdu ve sorular hep üst seviyeye çıkardı. Oysa bana hep saygı öğretildi küçükler konuşmaz büyüklerine karşı gelmez gibi gibi gibi...
Sevildiğimi hissedememek ve değersiz hissetmek herkesi üzer ve ağlatabilirdi bence ya da derin yaralar bırakırdı hayatında. Arkadaşlarımla sokakta sabahtan akşama kadar oyunları oynarken yardımlaşmanın, birlikte hareket etmenin takım olmanın, paylaşmanın, dürüstlüğün gülücükler saçmanın, bitmeyen enerjinin, pozitif bakmanın her zerresini bütün hücrelerimde hissederdim.
En çok da iyi işler başardığımda, mahalle maçında gol attığımda, komşunun kömürlerini taşıdığımda, karşı komşumuz Fatma ninenin salçalı ekmeğini arkadaşlarımla sırayla ısırdığımızda keyfime diyecek yoktu.
Sonra biz büyüdük ve değişti dünya okul yıllarımda da adaleti, düşeni kaldırmayı, dayak yiyen arkadaşımı korumayı, haksızlığa ses çıkarmayı öğrenmeye başlamıştım. İsmimin özelliklerinden biriydi belki bu.
Metin olmak cesur olmak, korkmamak, belki de vicdanımın yaptırdığı muhasebeyle dönüp arkamı gidemedim görüp de susamadım kayıtsız kalamadım kendimi bildim bileli.
Sonra genç delikanlı Metin bir kıza sevdalandı ve aşkı tattı aşkın insan kimyasına neler yaptığını tattı ve yapamayacaklarını bile yapmaya başladı. İlgi alaka sevgi sözcükleri söylemek çok uzakmış gibi olsa da en yakınında sevgi dolu kalbinde kocaman yüreğinde saklıydı bunlar.
Ortaya çıkmayı bekleyen cevher gibi bizim sevdalı Metin, İnek Şaban'ın çöpçüler kralı'nda Ayşen Grudaya evlilik teklif ettiğinde ve kabul cevabını aldığında ki gibi yerinde duramıyordu.
Hayalleri vardı askerliğini yaptıktan sonra sevdiği ile mutlu ve huzurlu bir yuva kurup çok çocuklu bir aile olmayı düşüyordu çok şükür hayali gerçek oldu. Bir de dünya tatlısı oğlu oldu işte asıl hikayede burada başladı.
Oğluna iyi bir örnek olabilmek için çabalamaya başladı yarım bıraktığı okulunu bitirip memur bile oldu. Aslında hayallerinden biri de dalgıç olup mavi derinliklerde balık gibi olmaktı özgürce.
Özgürlük özgür olmak doğasında vardı ruhunun en derinliklerinde belki de kendi olmasını sağlayan yegane şeydi özgürlük.
Hedefleri hayalleri ve özellikleriyle onu farklı ve farkında yapan bir de farkında olmasını sağlayan iyi kalpli eşi ve sevgi dolu oğlu vardı en büyük hazinesi olarak.
Vazgeçtikçe vazgeçmemektir, vazgeçmeyi düşündükçe kalkmayı, kırdıkça onarmayı sevmeyi sevilmeyi gülüp eğlenmeyi hep birlikte öğrendiler ailecek. Ara sırada hayatın gerçekleriyle yüzleşip üzülüp iç çekerek nasıl daha güzeline kavuşuruz ya da yapabiliriz diye düşünür ve çabalarlardı.
Boşa akan suya, kırılan ağaç dalına, sokakta kalan vatandaşa, ülkenin durumuna, zarara ziyana, aç kalan sokak hayvanlarına dertlenir kendilerince ne yapabileceğini sorgular üzülür elinden geleni yaparlardı.
Özellik deyince pek de özellik denilecek bir yeteneği yokmuş. Uçmak, görünmez olmak süper kahraman olmak gibi özellikleri yokmuş. Ama uçmak yerine ayakları güçlü yere basan görünmez olmak yerine dertlere deva olmak için canatan bir de eşinin oğlunun kahramanımız dediği bir adam olmak, en övündüğü özellikleriymiş. İhtiyaç olana el uzatmak dert ortağı olmak, cömert olmak, merhametli ve sevgi dolu, çalışkan, vatan sevdalısı, gönüllerde olan bir adam olmak da diğer özellikleriymiş.
E hep iyi özellikleri yokmuş tabii onun da eksik ve yanlış olduğu tarafları varmış. Hayat da böyle değil mi? Aslında hep zıttı ile var olmuş her varlık yada yokluk.
Doğru bildiklerinin peşinden koşar ve her bildiğini doğru olmadığını bilecek kadar da zeki ve mütevaziymiş. Açık sözlü, gözüpek atılgan, korkusuz, cömert ve cesaretli olduğu bilinirmiş.
Bizi biz yapan özelliklerimiz bazen güzelliğe ve iyiliğe bazen de çirkin ve kötülüklere sebep olur. Ne ekersen onu biçersin güzellik yap denize at. Güzel bakan güzel görür.
Hayatım ve bize verilen en temel hakkımız olan yaşamanın önemini, zamanın ve bize verilen ömür denilen en kıymetli nimetlerin farkına varıp yaratılışımızın gayesini yerine getirebilmeyi yani kısacası insan olabilmeyi ve insanda yaşayabilmeyi başarabildiğimizde bizden sonraki nesillere güzellikler bırakabilmeyi tüm kalbimle ruhumla bedenim ve zihnimle diliyorum.
İstemek başarmanın yarısıdır demişti oğlum. Bence de öyle. Bana çok şeyler öğreten oğlum ve eşimle masmavi göre bakıp bulutlarla hayaller kurup ulu ağaçlarla dolu ormanlarda kendimi bulmak ve özüme dönmek hayatı dünyayı ve yaşamayı özel ve güzel yapan değerler benim için. Dostlar kalın sağlıcakla sevdiklerinizle ve sizi sevenlerle.
Metin öztürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder