YORULDUM DURULDUM



Gecenin karanlığında yürüyordu telaşla. Bir yere yetişmeye çalışan birinin acelesi vardı üstünde. Zihninde tanımlayamadığı düşünceler üzerinde ise bir ağırlık vardı. Sanki çektiği yük çok ağırdı gücü yetmiyordu taşımaya. Bu hal içerisinde yol almaya çalışırken arkasından bir ses duydu. Arkasından biri geliyordu. Çocuğun annesine yetişme telaşı gibi acele acele ilerledi. 


Birden yavaşladı yavaşladığında arkasındaki ses de azaldı. Takipten vazgeçmiş veya bir köşe başına saklanmış ne yapacağını gözlüyordu. Etrafından bir sürü varlık geçip gidiyordu. İnsan demeye dili varmıyordu. Onların da acıları, kahkahaları olduğunu birisinin babası, annesi, çocuğu olduğunu hiç düşünemiyordu. 


Herkes yabancıydı bu metropole Uzaylılar ajan olarak göndermişlerdi onu. Tam da bunu hissediyordu. Derken bir tanıdığın ışığını aradı gözleri, duraksadı ve karanlık gökyüzünde bulmaya çalıştı dolunayı. Baktı baktı nafile gökdelenler kapatmıştı her yeri. 

Onlar izin verirse görecekti manzarayı ve ışığı. Terlediğini bu soğuğa rağmen ter damlalarının yüzünden süzüldüğünü fark etti. Kısa süreli bir akıl tutulması yaşadı. Yetişmeye çalıştığı neydi? Hatırlamaya çalıştı yok hafıza kaybı yaşamış tüm anılar terk etmişti onu. Az önce bir kazaya kurban gitmişti hatıraları. Hissettiği buydu. Hızlıca test yaptı kendini sevdiği renk, en beğendiği tatlı, gezmeyi istediği şehir neresiydi? Peki ya hayalleri? Nafile hiçbiri gelmedi aklına. Çakmıştı sınavdan son bütünlemeyi de verememiş bir öğrenci gibi büktü kaderine boynunu. Dünyaya gelirken Atalar tünele girmiş dünya varoluşundan itibaren tüm ataları taşıyamadığı yüklerden bir avuç atmıştı üstüne. Omuzları değil tüm bedeni, ruhu, zihni bedenini bilmediği bir günahın tarifsiz korkunun, savaşın yüklerinin altında eziliyordu. Silkelendi yeni bir umutla ama terk eden yoktu. Yöntemler işe yaramıyordu. Bunların kullanım veya imha kılavuzu yok muydu? Yazılımın hangi kodu yanlış yazılmıştı? İçinden tüm kodu silmek geçti mümkün değildi ki. Bunları düşünüp yürürken ayak sesini tekrar  duydu. Döndü aniden hırsızı yakalamaya çalışan ev sahibi çevikliği ile. 

İşte o an yakaladı onu tüm çıplaklığıyla ruhu karşısında duruyordu. 

-Ne bakıyorsun şaşkın?  Bittim senin peşinden koşmaktan. Ne bu acele? 


Şaşırmıştı son dakika sınavda  cevabını bulan öğrenci gibi şakıdı. Haklıydın bundan sonra seni almadan götürmeyeceğim bu bedeni bir adım bile öteye. Kararlıydı şakaklarından akan ter, yüreğinin hızlı atışı, omuzlarındaki yük, içindeki takip korkusu şahitlik etti bu kararına. O geceden sonra bambaşka bir sabaha, pırıl pırıl güneşe, yeni yol ve yöntemlere gözünü açtı.


Sevgiler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox