"Tükenmişlik
sendromu tuhaf bir haldir: zihinsel ve duygusal yorgunluk, bıkkınlık,anlam
kaybı,hayata yabancılaşma... Durumu fark ettiğimde, daha doğrusu artık inkar
etme gücüm kalmadığında, kendimce mana ve hizmet peşinde koşuyordum hala.
Halbuki yemek pişiremeyecek, bedenimle ilgilenemeyecek ve duygularımı görmezden
gelecek kadar uzaklaşmıştım kendimden. Tükenmişlik sendromunun çok çalışmaktan
kaynaklandığı sanılır ama aslen ruh kaybıdır, insanın kendisiyle ve içsel
kaynaklarıyla bağlantıyı kaybetmesidir. Çok çalışmak ve icat edilen her türlü
meşguliyet bu gerçekle yüzleşmemek için başvurulan stratejilerdir."
Filiz
Telek Kadınlar Şifadır' ı bir başucu kitabı gibi almış. Yazarı tanımıyorum
ancak çevrenizde ne kadar değer verdiğiniz kadın varsa siz de alın. Tabi benim
ruhu engin kız kardeşlerim çoktan tanışmamışlarsa kitapla.
Gelelim
Tükenmişlik sendromuna genel kanı çok çalışmaktan olduğu üstüne. Ancak bence
çok çalışma hatta kendini unutacak kadar çok çalışma ruhunuzdan süpürdüğünüz
baş edemediğiniz olumsuz çıktılarla baş edememe sonucu ortaya çıkıyor. Yani
halk ağzıyla halı altına gizlenen tozların saklanamaz duruma gelmesi. Biraz
düşünün sizin yüzleşmekten korktuklarınız ne? Peki bunların işinize, hayatınıza
yansımaları nasıl?
Kendinizle
yüzleşecek yüzünüz varsa tabi Özdemir Asaf’ ın çok sevdiğim ve derin anlamlar
içeren mısralarındaki gibi:
Dün
sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben
hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun
başında bir düşman vardı;
Onu
vurmaya gittim kendimle vuruştum.
Vuruşmayın da bu sabah şöyle bir
kucaklayın içinizdeki küçük çocuğu. Şükredin varlığına sahip olduklarına bakın
o zaman iş de, kimi zaman sıkıcı toplantılar da nasıl değişecek, dönüşecek.
Not: Kitabın resimleri için de Derya
Albayrak' a kocaman tebrikler. Bir kitap da bu güzel resimler yazmış.
Keyifli okumalar
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder